Nârin, mütevâzı, talepkâr olmayan ve kendi hâlinde bir mahlûktur kır çiçeği.
Hele bir de bahar geldi mi, dağları ovaları doldurur milyonlarcası bir araya gelerek.
Rengârenktir tabiat, ağaçlar tomurcuklanır, yeşilin de nâmütenahi tonları da tam bir re minör akoruyla refakat eder kır çiçeğine…
Arada bir mi bemol majör burnunu sokar, yağmur yağar gözyaşı damlaları gibi.
Do majör ise manzaranın “high definition” olmasını sağlamak için esiverir bâzen!
Kır çiçeği öylesine ve hayatından memnun sallanır, eğilir, bükülür…
Bâzen bir piknik topu düşer üstüne ezilir, bâzen bir krampon darbesiyle toprağın dibini boylar; o gene de küsmez.